Site icon Haber Kuzey Kıbrıs

KKTC’NİN KALKINMASININ ANAHTARI

Cennetten bir köşe Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin en önemli gelir kaynaklarından olan turizm sektörünün ülke ekonomisine katkısının, 2018 yılında, bir önceki yıla kıyasla ’lik artışla 960 milyon dolar olduğu kaydedilmektedir. Coğrafik konumunun verdiği avantaj, zengin tarihi ve kültürel dokusu ile birleştiğinde, Akdeniz’de önemli bir turistik destinasyon haline dönüşmesi hiç te imkansız olmayan ülkemizde, daha önceki yazılarımda detayları ile açıkladığım bazı alternatif turizm modellerinin uygulanmasının, ekonomik kalkınmaya oldukça olumlu etkisi olacağı kanısındayım. Ne var ki tek başına turizm ürünlerinin çeşitlendirilmesi yeterli değildir. Stratejik bir biçimde planlanmış, organize edilmiş tanıtım ve pazarlama faaliyetleri ile turizm ürünü desteklenmezse, tıpkı diğer sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de arzu edilen satış ivmesinin yakalanması mümkün değildir. Bu doğrultuda icra edilen turizm fuarlarının, ülkenin ve turizm ürünlerinin tanıtılması ve pazarlanmasında önemli rol oynadığı aşikârdır fakat günümüzde yalnızca turizm fuarlarına katılım yetersiz kalmaktadır. KKTC olarak, yerli havayolu şirketimiz olmaması nedeniyle fahiş uçak bileti fiyatlarımızın olması ve ambargolar nedeniyle adamızın kuzeyine direkt uçuş olmaması gibi ciddi sorunlar ile karşı karşıyayız. Fakat bizlerin gösterdiği zafiyetin de ülkemizde turizm sektörünün istenilen düzeye ulaşamamasında büyük etkisi vardır. Görünen o ki, çağa adapte olmakta, değişimi kucaklamakta, inisiyatif almakta, yaratıcı ve üretici olmakta güçlük çekiyoruz. Geçen yılki istatistikler incelendiğinde, potansiyel turistlerin, tatil destinasyonu seçimi yaparken en fazla dijital ortamı kullandıkları görülmüştür. Sanal ortamın belirsizliği ve kirli bilgilerin fazlalığı göz önüne alındığında, potansiyel turistlerin güvenilir kaynaklar üzerinden bilgi edinmeye yöneleceklerini tahmin etmenin zor olmadığını düşünüyorum. Bu noktada en güvenilir kaynak elbette devletin sağladığı kanal olacaktır. Örneğin lütfen bakınız https://www.kulturportali.gov.tr/, https://hometurkey.com/en/destinations. Bu sitelerde gezilip görülmesi gereken yerlerden tutun da, sağlık, sportif faaliyetler, kültürel miras, gastronomi, etkinlikler vb. nice bilgilere ve bahsi geçenlerin lokasyon bilgilerine ulaşabilirsiniz. Ancak ne yazık ki KKTC’de, tatil destinasyonu olarak tercih edilmemizde önemli rol oynayacak, gerekli bilgilerin yer aldığı ve belirli bir algı oluşturabilmemiz için turizm ürünlerimizin/çekiciliklerimizin profesyonel bir biçimde tanıtıldığı, anlatıldığı Turizm Kültür Portalımız hâlâ yoktur. Mesela eko-turizmden bahsediyoruz, ama etkinlik takvimimiz yoktur. Örneğin tarihi ve yeri belli olmayan doğa festivallerine yurtdışından katılım olmasını nasıl bekleyebiliriz ki? Diğer açıdan bakıldığında KKTC’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nden başka hiçbir devlet tarafından tanınmaması ve hakkında yürütülen olumsuz algı operasyonları da ülkemizdeki turizm sektörünü olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Ancak doğru mesajla geniş kitlelere ulaşmayı başarabilirsek, olumsuz etkileri tamamen yok edemezsek dahi bunları azaltmayı başarabiliriz. Liman şehri Qingdao.. Çin’in en önemli ticaret merkezlerinden biridir. Gişe rekorları kıran iki filmin burada çekilmesi ile tur operatörlerinin dikkatini üzerine çeken bu şehir, yoğun turist akımına uğramıştır. KKTC ile aynı/benzer kategoride sınıflandırılamayacağından kıyaslama yapmak doğru değildir, fakat buram buram Alman mimarisi ve modern mimari kokan bu şehirde yapılan turizm hamlesi takdire şayandır. Benzer bir hamle ile birçok yabancı ülkede sevilerek izlenilen Türk dizi ve/veya filmlerinin bazı bölümlerinin KKTC’de çekilmesinin, KKTC’nin tanıtımına ve hakkındaki olumsuz algının azalmasına büyük katkı sağlayacağı inancındayım. Öte yandan anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin destek ve teşvikleriyle Türk spor takımlarına ilaveten diğer Türk devletleri ve İslam devletlerinin spor takımları ile KKTC’deki spor takımları arasında en azından dostluk maçlarının yapılmasının sağlanması gibi bir hamle ile de benzer şekilde ülkemizin tanıtımına ve turizm endüstrimizin gelişimine büyük katkı sağlanacağını, bunun yanı sıra halklar arası kaynaşma, sevgi, işbirliği, birliktelik ruhu ve güven duygularının artacağını değerlendiriyorum. Ambargolar altında gerek ekonomik gerekse sosyal-kültürel alanlarda yıllardır ezilen Kıbrıs Türk halkının en önemli gelir kaynaklarından birini oluşturan turizm endüstrisinin gelişmesi ve dolayısıyla ülke ekonomisinin kalkınması için anavatan Türkiye Cumhuriyetinin çeşitli alanlarda desteğinin devamının sağlanması, KKTC ve Kıbrıslı Türkler için büyük önem teşkil etmektedir. Bu vesileyle anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti’ne, 1983 yılında dayanışma içerisinde kurulan KKTC’nin ayrı bir devlet olarak tanınması hususunun uluslararası platformlarda tartışılması, bilhassa Türk ve İslam devletlerinin KKTC’ye gerek yatırım yapmaları/turist göndermeleri gerekse KKTC’yi resmen tanımaları yönünde teşvikte bulunması ve bu yöndeki gayretlerini artırarak sürdürmesi talebimizi yineliyoruz.

Exit mobile version