Site icon Haber Kuzey Kıbrıs

TÜRKİYE’DE IRKÇILIĞA KARŞI ÇIKARKEN IRKÇILIK YAPTILAR

Günlük hayatında açık açık ırkçılık yapmaktan çekinen ve ırkçılığını gizleyen insanlar, tribünde ve sosyal medyada holiganlıkla ya da sahada yüksek nabız ve gerginliğin etkisiyle içindeki nefreti açığa çıkarmakta. Paris Saint-Germain’in temsilcimiz Başakşehir’i konuk ettiği karşılaşmada ise ırkçılık, çok daha şaşkınlık verici bir şekilde su yüzüne çıktı. Dördüncü hakem Constantin Coltescu, Okan Buruk’un yardımcılarından Pierre Webo’ya yönelik ırkçı bir ifade kullanınca ortalık karıştı. Temsilcimiz sahadan çekildi, Paris Saint-Germain’in futbolcuları da bu karara destek verdi ve UEFA da maçı ertelemek zorunda kaldı.
kumar siteleri
Soruşturma başlatan UEFA yaptığı açıklamada, “UEFA, bu akşam Paris Saint-Germain ve Başakşehir arasında oynanan maçta yaşananların tamamen farkındadır ve konuyla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatmıştır. Irkçılık ve ayrımcılığın her çeşidinin futbolda hiçbir yeri yoktur. Irkçılığa hayır” ifadelerini kullandı.
canlı casino siteleri
Başakşehir ise Twitter hesabından “Irkçılığa Hayır” paylaşımında bulunurken “#NoToRacism” etiketi de Türkiye’nin gündemine oturdu. Spor, sanat ve siyaset sahnelerinin en etkili figürleri Başakşehir’e destek veren paylaşımlarda bulunurken özellikle Twitter’da bazı kullanıcılarının ırkçılığı eleştirirken ırkçı ifadeler kullanması da dikkat çekti.

 

“Başkalarının bize yönelik ırkçılığı ne kadar rahatsız ediciyse, ne kadar tehlikeliyse, bizim de başkalarına yönelik ırkçı söylemlerimizin karşı taraf açısından en az o kadar tehlikeli olduğunu bilmemiz gerekiyor. Türkiye’de ırkçılık vardır. Başkalarının ırkçılığına karşı çıkarken bile ırkçılık yapmayı becerenler vardır. İnsanlığın bu lanetli ideolojiden sıyrılmasının tek yolu, öncelikle kendisiyle yüzleşmesi sonra da ayrım yapmadan tüm ırkçılıklara karşı çıkmasıyla mümkün.” – CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu

“Türkiye’de ırkçılık yoktur” diyerek geçiştirilemeyecek bir bilinçsizliğin varlığını gözler önüne seren bu paylaşımlar, büyük tepki dalgaları arasında kaynayabiliyor ve bu da sorunun kapsamlı olarak ele alınmasını engellerken popülist ifadelere de ortam hazırlıyor. Futbol örneği içinde de zaman zaman gördüğümüz üzere, tuttuğu takım aleyhine yaşanan bir ayrımcılıkta tek vücut olan camialar, ırkçılık suçlaması ile karşı karşıya kaldıklarında ise bahanelere veya “Türkiye’de ırkçılık yoktur” söyleminin arkasına sığınabiliyor.

‘IRKÇILIĞI GİZLEMEYE ÇALIŞMAK, KİMSEYİ IRKÇILIKTAN KURTARMAZ’

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda başkanvekili olarak görev alan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Sözcü Skor’a yaptığı özel açıklamada bu bilindik ifadeyi değerlendirirken “‘Türkiye’de ırkçılık yoktur’ demek, ırkçılık lehine bir tutumdur. Irkçılığı gizlemeye çalışmak kimseyi ırkçılıktan kurtarmaz. Tam tersine bu inkar, ırkçılık konusunda yaratılmaya çalışılan farkındalığı, tepkiselliği örtme amacı taşır. Türkiye’de maalesef ırkçılık pek çok ülkeden daha fazla, daha derin ve daha örtük bir biçimde işliyor” dedi.

‘IRKÇILIĞIN DİLİ ORTAKTIR’

Tanrıkulu sözlerine “Dünyanın her yerinde ırkçıların, ırkçılığı haklı çıkarmaya yönelik argümanları vardır. Almanya’daki neo-Nazilerin Türklere yönelik ırkçı söylemiyle, Türkiye’de Kürtlere yönelik ırkçı söylemin birbiriyle çok örtüşüyor olması tesadüf değil. Farklı ülkelerdeki ırkçılar, tuhaf bir biçimde çoğunlukla aynı dili ve aynı argümanı kullanırlar. Türkiye’de de son zamanlarda Suriyeli mültecilere, on yıllardır Kürtlere, Çingenelere, Araplara, çeşitli halklara karşı ırkçı söylemin uydurma argümanlarına bakın. Aynı söylemi bir beyaz ırkçı, siyahlara; bir Alman, Türklere; bir Fransız, Cezayirlilere karşı kullanabiliyor. Irkçılığın dili ortaktır. Oysa hiçbir ayrımcı ideolojinin haklı dayanağı olamaz” şeklinde devam ederken şunları söyledi:

“‘Irkçı değilim ama’ diye söze başlayıp farklı halklara, renklere, inançlara yönelik aşağılayıcı, dışlayıcı, nefreti körükleyici söylem kuranlar kim olursa olsun, ırkçıdır. Başta Almanya olmak üzere ırkçılığın en korkunç acılarını yaşamış ve yaşatmış olan toplumlar, ilerleyebilmek için geçmişleriyle, ırkçılıklarıyla yüzleşmek, hesaplaşmak zorunda kaldılar. Gerçek bir hesaplaşma olmadığı sürece, ırkçılık artarak sürer. Başkalarının ırkçılığından rahatsız olurken kendi ırkçılığımızla da yüzleşmeliyiz. Aksi halde hiçbir zaman gerçek bir ırkçılık karşıtı olunmaz.”

Exit mobile version