Site icon Haber Kuzey Kıbrıs

ÖZTÜRKLER: “HERKESİN TEK DERDİ SİYASET OLMUŞ!”

Dr. Ziya Öztürkler’in gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu…

Gündem üzerinden yapılan yorumlara bakınca tam anlamıyla siyaset tüttüğünü görüyorsun. Okullarda yaşanan akıl tutulmasından, dizi tanıtımı için koparılan kıyamete kadar her şeyimizde siyaset var. Evde oturanından sendikasına, dernekten kurum ve kuruluşa kadar herkesin tek derdi siyaset olmuş. Bir gerçek varsa ülkemizde herkes siyasetçi ve politikacı…

Benimsediğin ve doğru bulduğum bir anlayış ve davranış tarzı değildir, takılı kalmak. Geçmişte yaşanmışlık, bir değerin ve yaklaşımın bedelidir. Belki de insanoğlu bunun çizgisini ve mesafesini ortaya koymakta sıkıntı çekiyor, ayarlayamıyor. Hep nerde geçmiş bayramlar, ilişkiler, dostluklar, öğrenciler, değerler deriz. Bazen yaptığın hatanın bedeli ağır olur, bazen bazı değerler için kendinden verirsin. Bir gerçek var o da geçmiş geleceğinin yansımasıdır. Bir defada silip atarım deriz. Aslında silip attıkların kendi içine gömdüklerin ve yıkımlarındır. Bir nevi gelecek için çıkış noktan ve kendini etrafa güçlü gösterme tesellindir. Belli bir noktaya gelen insanların sergilediği tutum ve davranışlar bugüne kadar hep tartışma noktası olmuştur. Olmaya da devam edecektir. Mevki ile alınan güç ve yetkinlik geçici; insani ve icraat temelli yaklaşımlar ise kalıcı olmuştur. Bugünün bakan ve bürokratlarının sergilediği tutum ve davranışlar da gelecekte kalıcılığının göstergesi olacaktır. Bu aslında belirli noktaya gelen kamu çalışanları için de geçerlidir. Koltuğun ve imza yetkisinin büyüsüne değil, aklın ve değerlerin temeline sahip çıkmak her zaman kazanan olacaktır.

Çalışmak kurtarır  

Karşılıklı suçlamaların arttığı bir dönemden geçiyoruz. Kim kimden daha iyi yarışının hızla arttığı bir süreç bizlere yaşatılıyor. Bilimin dahi yetersiz kaldığı bu günlerde bazı hedef ve stratejileri hayata geçirmek çok kolay olmuyor. Bir de buna durmadan verdikleri kararları değiştiren idareciler eklenince sorun daha da içinden çıkmaz bir hal alıyor. “Bizi çalışmak kurtarır.” Hamallık, angarya, ter dökmek, emek vermek, didinmek, habire dişinle tırnağınla kazıya kazıya çabalamak anlayışını severim. Kariyer İçin değil; bir yerlere gelmek, unvanlar payeler edinmek, illa da bir şeyler “olmak” için değil; ülkemizin varlığını devam ettirebilmesi için çalışmalıyız. Sendikalar da oturmak yerine çalışmayı teşvik etmeli. Artık sadece konuşarak bir şeyler yapabiliriz anlayışından uzaklaşmak gerekir. İş yapabileni desteklemek ve önünü açmak gerekliliğinin çok daha güçlü bir şekilde dillendirilmesi gerekliliğini ortaya koymak zorundayız. Bizi çalışmak kurtarır felsefesini doğru kişilerle doğru yerde çalışmak gerekir anlayışıyla bütünleştirmek ve çalıştırmak gerekir.

Herkesin bazı şeyleri düzeltme şansı varken, sadece konuşuyoruz  

Herkesin bazı şeyleri düzeltme şansı varken, sadece eleştirip konuşuyoruz. Konuşanlarının ideal fikirleri üzerinden güzel çıkarımlar yaparken kendi iş ahlakını tanımaya başlayınca hayrete kapılıyoruz. Çevre temizliği hususunda herkes önce kendi kapısının önünü temizlemeli algısı, kamu düzeni için de geçerlidir. İnsanoğlu başkasını eleştirmeden önce kendisini ve yapabileceklerini iyi analiz etmeli. Merak ve hırs kontrol edildiğinde herkeste olması gereklidir. Merak öğrenmek; hırs ise daha fazla çalışmak için gereklidir. Önemli olan merak ve hırs güdülerini kendi gelişimin ve toplum yararına olan noktalara yönlendirebilmektir. Bizler merakı dedikodu, hırsı ise birilerine zarar vermek için kullandığımızda içinden çıkılmaz bir döngünün içerisinde sadece savaşıyoruz. Kendinden çok başkalarının ne yaptığıyla ilgileniyoruz. Daha komiği kendi başaracaklarından daha çok başkalarının başarabileceklerini engellemekle uğraşıyoruz. Genel yapımız bunlar, bu yapıyla ileriye gitme şansımız çok düşük. Siyasi yapının sıkıntılarına bugün yer bile vermeyeceğim. Etik ve insani değerleri düzeltmek, iyileştirmek adına bilimsel ve toplumsal etkinliklere daha fazla yer vermeliyiz.

Kaynak: Gündem Kıbrıs

Exit mobile version